Zaman geçtikçe toplumda hepimizin daha fazla fark edeceği bir konu haline gelecek kişisel gelişim. Her birimiz zamanın akışı içinde kendimize yetemediğimizi ya da sevilmediğimizi düşünüyoruz. Yalnız kalmaktan korkuyoruz. Çok insanla etrafımız çevrelendiğinde ise kendi işlerimize zaman ayıramayacakmışız gibi serzenişlerde bulunuyoruz. Kafaların karışık olduğu bu dönem sizlere önerim dikkat etmemiz gereken en önemli husus çok yüklü paralarla kişisel olarak gelişebileceğimiz yanılgısına kapılmamak.
Kişisel Gelişim Yolu
Kişisel gelişim öyle bir şey ki sizin hayat yolunuz. Siz neyden keyif alıyorsanız onu seçeceksiniz elbette. Açık alanda yürümeyi tercih etmek doğal taşları vücudunuzun enerji noktalarına koymaktan daha az havalı değil. Nefes tekniklerini seansına katılmak ise resim yapmaktan daha havalı değil. Bu kalıplara düşerek birbirimizi yine ayrıştırmış oluruz ki hiç tercih etmeyeceğimiz bir şey günümüzde bu kadar ayrışmışken. Birlikteliğin güzelliğini unutup aynı salonda su bile içmekten kaçındığımız bu günleri çok arayacağımızı düşünüyorum gelecekte. Yalnız, umutsuz, depresif insanlar haline dönüşmekten bizi kurtaracak olan tek şey sevgi. Bu da sevdiklerimizle daha fazla vakit geçirmek, elimizdekilerle yetinmek ve bir olmaktan geçecek hiç kuşkusuz.
Herkesin ruhani yolculuğuna çıkmaya başladığı ve kendine daha iyi bakacağına inandırdığı dönemlerde dikkat etmemiz gereken şeyler var. Bunlardan en önemlisi, bugün de bu yazımda anlatacağım başlıca konu “parayla ruhunuza ödül veremeyeceğiniz.” Birçok yoga stüdyosuna gittim. Hala da eleştirmemeye, ön yargılı olmamaya çalışarak gitmeye ve yeni ortamları görmeye çalışıyorum. Çünkü insanın kendine zaman ayırmasının sonu yok. Olmasın da zaten. Oldukça keyifli kendimiz için bir şey yapmamız. Size parayla iyi olacağınızı söyleyen kurslardan ne beklediğinizi iyi bilmeniz gerekiyor. Özellikle yoga, meditasyon gibi çalışmaları evde Youtube gibi içerikleri kullanarak da yapabilecekken neden bir yoga stüdyosuna para verip gidiyoruz? Önce bu sorunun cevabını veriyor olmamız gerek kendimize.
Yeni Nesil Yoga Okulları
Asla isim vermek istemiyorum ve ben de hala sorguluyorum, yeni açılan yoga stüdyolarına sadece 15-25 yaş arası kızların gitmesinin sebebi nedir? Bunları okurken benim kafamda cevapların olduğunu zannetmeyin. Şaşırdığım ve gözlemledikçe anlamadığımı fark ettiğim konuları yazıya geçiyorum ben de aslında daha rahat düşüncelerimi gözlemlemek için. Her ay döngüsünde sizleri şaman ritüellerine götürürcesine bir halkanın etrafında toplanmanızı söyleyen meditasyon seanslarına dudak uçuklattıracak fiyatlar vermeniz ruhunuza mı egonuza mı hizmet edecek? Çünkü siz o meditasyonun en güzelini evinizde ışıklar biraz kısıkken bir küçük mum yakarak daha önce seyahatinizde toplamış olduğunuz taşlarla da yapabilirsiniz elbette. O parayı vererek ruhunuza: “Seni en özel eğitmenlerle, en iyi salonlarda müzikler tütsüler eşliğinde sakinleştirmeye getirdim ruhum benim, hadi iyisin yine.” demek için mi yoksa gerçekten ruhunuzun buna ihtiyacı olduğu için mi o kurslara gidiyorsunuz. Lütfen gözlerinizi dört açın. Böyle para tuzaklarına gelmeyin.
Sevginin karşılığı var mıdır?
Size sevgi ve kalbinize şefkat tohumu ekecek insanlar emin olun sizden bir kuruş istemeden gerekli dokunuşları yapar ve gülümsemesi ile sizleri ödüllendirir. Ancak siz daha fazlasını istediğinizi düşünüyorsanız da buyrun ciddi mevlalar ödeyerek ruhunuzu tatmin edin. Ancak o tatmin duygusunun altına egonuzdan büyük parçalar sıkıştırdığınızı da unutmayın. Hele yogayı meditasyonu çevre, arkadaş oluşturmak için yapacaksanız ve fitness sütyenlerinizle yogaya gelip gövde gösterisine kalkışacaksanız bence bunlara başlamadan önce yoganın kökenini, tarihini iyice okuyun öyle başlayın yapmaya. Yeni bir kitap alırken nasıl önce arkasını okuyorsanız yürüyeceğiniz ruhani yolunuzda karşınıza çıkacak “trendleri” de araştırın derim size. Yoksa her kurs için dünyaları ödemeniz sizden talep edildiğinde bu kursun neye hizmet ettiğini bilmediğiniz için o paraları vermenizin normal olduğunu da düşünebilirsiniz.
Her kapıdan geçmeye çalışmak
Ruhumuz ilgiye ve sevgiye açken yolumuza çıkan her türlü kapıya evet deyip eşeğinden hızlıca giriyor olabiliriz. Bu da bir seçim ve her seçim bize bir şey öğretir. Bu kıssadan hisseleri duymak ne kadar bizi geliştiriyor bilmiyorum ama görünenin ötesine geçmek çağın bir getirisi hepimiz için. Yazıyı demek istediğimi net bir şekilde vurgulamak istediğim için uzatmayacağım. Seçtiğiniz, ruhunuza iyi geleceğini düşündüğünüz ne varsa onları sorgulayın. Bir kişinin (bu bir ruhani lider olabilir örnek aldığınız) manipülatif olup olmadığını iyice düşünün. Size o kişi evinizi terk etmenizin doğru olduğuna bile sizi inandırabilir. Artık bu tarz vakaların hızlandığını görüyor ve çevremize yayıldığına tanık oluyoruz.
Ve öyle de oldu!
Ruhunuz size yaptığınız şeyin doğru olmadığını söyleyebilir ama zihniniz size uygun olduğu konusunda bir baskıda bulunuyorsa belki de zaten yaptığınız şey ruhunuzu iyileştirmeyecektir. Spiritüel alanlar ve ruhani yolculuklar çok fazla seçeceği beraberinde getirdiği için kafalar karışıyor haliyle. Yoga mı, nefes seansı mı? Tarot mu meleklerle terapi mi? derken oldukça karmaşık duyguların içine giriyor ve ruhani yolculuğumuzu bir kazaya çeviriyoruz. Uzunca bir süre neye ilgimiz olduğunu düşünmek ve yüksek mevlalar vererek kendimizi iyileştiremeyeceğimizi, sadece egomuzu tatmin edeceğimizi bilmek çok önemli ve değerli. Her bilgi saf ve doğru bilgi değil. Ayıklanmış, sevgiye yönelik ve ruhumuzu sevgiyle kuşatacak, bizi paramızı konuşturarak değil karakterimizi iyileştirerek daha iyi bir insan olmamızı sağlayacak yöntemlere yönelmeliyiz.
Sevgi bize yetecek, bizi iyi bir insan haline getirecek. Birlikte olmaktan mutluluk duymak dünyayı kurtaracak. Bunu okuyan bütün ruhların yolculuğu başlıyor.
Ve öyle de oldu.
