Kariyer

MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ | Bölüm Tercihi

Kafanızın zaten yeterince karışık olduğu şu günlerde 4 aylık yazı yazmama düzenimi bıraktım ve yaranıza tuz basmaya geldim. 5 sene süren ve devam eden “mühendislik öğrencisi” hayatımdan ve 2 seneye yaklaşan sanayi serüvenimden damıttıklarım ile bugün makine “düşünen” arkadaşları bu yazıda soğutacağım ve yıpratacağım. Çünkü basit bir şey değil üniversite ve bölüm seçimi. Çünkü bu öğrenim hayatı diğerlerine kıyasla gerek çevresi gerek eğitim kalitesi olarak insanların hayatına ve daha önemlisi düşünce sistematiğine ve değerlendirme biçimine yön veren son durak. Bu sebeple bu defa sıradanlaşmış sorulardan uzakta kalacağım. Yanınıza bir bardak soğuk su alın, hazırsanız başlıyorum:

Makine Mühendisliği

Normalde ilk olarak size bunu tanımlamam gerekir ama internette pek çok yerde bulabileceğiniz bir şeyi burada söylemeyeceğim; size söyleyeceğim şudur ki; işin içinde olmayanları boş verin bölümün mezunlarının önemli bir kısmı bile aslında Makine Mühendisliği’nin ne olduğunu bilmemekte, bu sebeple de arkasından gelenleri doğru yönlendirememektedir. Belki ben bile…

 

Şu bir gerçek ki Türkiye teknoloji ÜRETEN bir ülke evet ama teknoloji GELİŞTİRMEYEN bir ülke olduğu için kendi mühendislerini eğitirken vermesi gereken bazı şeyler noksan kalıyor. İşin içine girdiğinizde bunu daha net biçimde göreceksiniz. Sonuçta üniversitedeki öğretmenlerin büyük bir kısmı aslında fiili olarak bir makine imal etmemiş kişilerdir. Bu gibi sebeplerle sadece okulda öğrendikleriniz mezun olduktan sonra yeterli olmayacak, çağ ve meslek gereği daima gelişmeleri takip etmeli ve kendinizi güncel tutmalısınız, meslek hayatınız boyunca.

 

Konuya dönelim, eğer okula giriş ve çıkışınız arasında çok bir fark yok ise diplomaya çok güvenmeyin. Çünkü bölüm size her şeyden önce “mühendislik bakış açısı” kazandırmalı, unutun bütün mühendislik derslerini, teorilerini, kanunlarını. Bölüm size neye ihtiyacınız olduğunu kavrama kapasitesi vermeli ki hiç bilmediğiniz bir alanda bile ihtiyacınızı belirleyip yolunuza devam edebilesiniz. Örnek vermek gerekirse bir makine imali esnasında oluşan mukavemet sıkıntılarını ön göremiyorsanız ezberinizde olan hiçbir formül işe yaramaz ama oluşabilecek sıkıntıları öngörebiliyorsanız ezberden bir şey hatırlamanıza gerek yok, tekrar kitaplarınızı açıp gerekli olan bilgileri bulabilirsiniz ki bölümün aslında kazandırması gereken bu. Belki de mühendisliğin en doğru açıklaması bu. Eğer ki bununla barışamıyorsanız, dersleri herhangi bir şekilde verip mezun olmaksa eğer kafanızdaki, bölümü YAZMAYIN.

 

Piyasa:

Ahhh piyasa.

Bu yazıyı hazırlamak uzun sürdü, bunun asıl sebebi ise bu bölüm çünkü:

Şeker fabrikasından uçak fabrikasına imalatın olduğu her yerde Makine Mühendisi çalışır. Bunun dışında projelendirme firmalarında ve az sayıda olsa da Ar-Ge yapan yerlerde de çalışma imkanı vardır. Fakat bu çeşitlilik bir belirsizlik getirmekte beraberinde, özellikle bol miktarda mezun veren bir bölüm olduğu için sektörden sektöre veya aynı sektörde çalışan 2 farklı firmada bile çalışma şartları çok fark edebilir. Bu tamamı ile firmanın mühendisten beklentisi ile alakalıdır.

Size yön veren ise nasıl çalışmak istediğiniz olacaktır öyle ki sizi salla başı al maaşı kıvamında bir Excel Mühendisi haline de getirebilir ya da sizi sürekli zorlayıp bir müddet sonra bir alanda gerçekten uçlara da çıkarabilir. Bu tamamı ile sizin seçiminize kalmış.

Bütün bu farklılık çalışma alanının çok geniş olmasından kaynaklanmakta ve tek bir yazıda size aktaramayacağım kadar büyük kapsamı içermektedir. Eğer gerçekten bölüme karşı istekliyseniz bu noktada ciddi araştırma yapmanız gerekmektedir ki sonuçları beyninizi mıncıklayacaktır. Sıfır maliyet maksimum kazanç prensibi ile çalışan özel sektörden uzun dönem askerlik imkanlarına kadar öğrenecekleriniz gerçekten bakış açınızı değiştirecek ve hayata dair ümitleriniz biraz daha baltalanacak.

Sona Doğru

Yazıyı şunu vurgulayarak bitirmek istiyorum: Bazı camialar tarafından yakın çağı çoktan bitirdiğimiz savunulan, yapay zeka gibi konuların tartışıldığı hatta bu yapay zekanın ilerleyen zamanda mühendislik, öğretmenlik, hekimlik gibi bazı meslekleri eline alıp alamayacağının tartışıldığı bu çağda teknoloji çok hızlı ilerliyor ve ilerledikçe de ilerleme hızı da artıyor. Bu koşullar altında yenilikleri takip edemeyenlerin veya bunlara uyum sağlayamayanların mühendislik yapmak bir kenara akıbetinin ne olacağı zaten bir muamma.

Bunu yapamayan insanlar yüzünden ülkemiz teknoloji geliştirmede geride kaldı ve bu sebeple Mekatronik Mühendisliği yurt dışında pik noktasını görmüşken ne yazık ki ülkemizde hala geleceğin mühendisliği konumunda. O gelecek bi gün gelecek mi, Zeki Müren de bizi görecek mi o kısmını bilmem ama gerçek olan bir şey var ise o da kendinizi geliştirmedikçe hangi meslek grubunda olursanız olun sonunda ciddi sıkıntılar yaşayacaksın.

Hakan Aşçı

Ne kadar ağzımı tıkasa da hayat, zihnimden sızıyor yalancı çıkmak istediğim düşüncelerim; yaşama dair, topluma dair, bireye dair...

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu