Kafa Açan Yazılar

Bir Terazinin İki Kefesi: Popülizm ve Popüler Kültür

 

       Popüler kültür kavramına her birimiz çok aşinayız. Tanımı gereği popüler kültür yani “pop culture” modernleşme ile toplu kültür olarak yayılan, daha çok günlük kültürel olay ve aktiviteleri kapsayan bir kavramdır ve yine tanımı gereği bu kültür, eski halk kültürü yerine geçmekte.

Tanımı ve günlük yaşantıdaki yeri çoğu şeyde olduğu gibi farklı seyretmekte. Popüler kültür diye bir şey var mı yoksa bunların hepsi var olan kültürün yerine geçen popülizm hareketleri mi? Bu ayrımı yapmak ne yazık ki gittikçe zorlaşıyor. Konuya iyice girmeden popülizmi de tanımlayacak olursak, popülizm, halkın hoşuna gidecek davranışlarda bulunarak kendine avantaj sağlama işi, yani halk yardakçılığı olarak sözlüklerde yerini bulmuş bir akım. Sizin de bu tanımı okuduktan sonra kafanız karışmadı mı? O halde ayırt etmemiz gereken şey, neyin popüler kültüre, neyin popülist değerlere dahil olduğudur.

 

   Tüketim Toplumu

Evet tüketim toplumu, toplumları hatta dünyasıyız. Tüketim çılgınlığının trend olduğu bugünlerde kâr elde etmek isteyen popülist kişilikler elbette bu durumu bir faydaya dönüştürecektir. Herhangi bir sektörde herhangi bir ürün, davranış ya da pazarlamanın tuttuğunu görünce herkes tası tarağı toplayarak oraya koşar oldu, bu debisi yüksek geçişleri sağlayan vazgeçilmez araç tartışmasız sosyal medyadır. Sosyal medya da bir popülizm göstergesidir.  Özellikle yaygınlaştığı dönemlerde bu amaçlı olsa da artık hayatımızın içinde yerini çoktan almıştır.

Bundan 10 yıl öncesine gidersek “MSN” ile başlamıştı her şey. Herkes onu kullanır, “cam açardı.” ardından Facebook’tan “dürtmeler” ardından Twitter’dan “takipleşmler, favlaşmalar” derken hem gündelik dilimizin hem de hayatımızın tam ortasına gelip yerleşti bütün bunlar. En güncel olan “Instagram Story”leri ve “Snapchat”i de anarak yolculuğa devam ediyorum. Görüyorsunuz ki, bunların hepsi birer popülizm örneğiyken sosyal medya bir popüler kültür ürünü olmuştur. Çünkü o, daha sonraya aktarılabilen ve güncelliğini kaybetmeyen, dolayısıyla çok büyük bir kesime hitap eden bir araç, daha önce dediğim gibi popülizmin göstergesidir kendisi.

 Sanatta Popülizm ve Popüler Kültür

Sosyal medyanın bahsini sık sık geçeceği bu yazıda yörüngemi biraz daha sanatsal ve edebi boyutlara çevirmek istiyorum. Size diyeceğim üç kelime var: Kürk Mantolu Madonna. Herkes edebiyattan, sanattan anlamak zorunda değil fakat anlıyormuş gibi yapan kişileri sobelemek hiç de zor değil. Birkaç kurban roman, şair ve yazar var, asla kitap marketlerinin en çok satanlar rafından düşmeyen.

Yazıldıkları dönemler için, gerçekten de çok büyük kitlelere hitap edip, onları etkileyen fakat milenyumlara eriştikçe popülistlerin adeta simgeleri halini alan, genelde sosyal medyada prim yapmak amacıyla kullanılan, sevdiği insanı etkilemek için bir çıkar yol olarak ya da kahve yanı süs eşyasıymış gibi görülen eserlerdir bunlar. Bu eserlerin bu şekilde görülmesini ben ne yazık ki kültürün herhangi bir çeşidi olarak nitelendirmek istemiyorum, çünkü bu kesimden dolayı bir de bunu kınayan bir muhalif kesim var ve onlar da durumu kınarken yanında bu yazar, eser ve şairleri de hor görüp kınama eğilimindeler.

     Can Yücel dizelerinin, Cemal Süreya sözlerinin, Oğuz Atay’ın cümlelerinin sürekli olarak karşımıza çıkması, hayatımızda olması durumundan ne kadar memnun olsam da, benim kavgam bu insanların sadece iki sözünü bilmenin o insanları bilmek demek olmadığı, sırf akran ve çevrelerinden ilgi çekmek adına yapılan hareketlerin onları farklılaştıran değil aynılaştıran bir hareket olduğu üzerine. Bir ara çok patlayan çay edebiyatından bahsetmeden geçemeyeceğim. Google arama çubuğuna çay yazdığınızda, Google bunu şu şekilde tamamlıyor: “çay edebiyatı tumblr.” Sanırım bu bütün paragrafı özetleyen durum. “İki çay söylemiştik biri açık; keşke yalnızca bunun için sevseydim seni” ve daha onlarca kelime, söz ve dizeye siz de benim kadar hakimsiniz, biliyorum. İşte, bütün bunlar popüler kültür mü? Sanırım bunu bir daha düşünme zamanı.

  Özetle;

Popüler kültürün tam olarak ne olmadığını bilemeyen zatlar, bu sefer de popüler kültür, asıl kültürümüzü öldürüyor, bitiriyor şeklinde cümleler sarf edecektir, çok normal. Popüler kültürü, bir yozlaşma olarak değil, modern kültür ile gelenekselliğin bir sentezi olarak görmek gerekir. Çünkü kültürü yozlaştıran, popüler kültürü bize kötü bir şeymiş gibi aşılayan şey popülizmin kendisinden başka bir şey değildir.

Popülizm, tüketim toplumlarına sistemin verdiği bir cevaptır, bir yöntemdir ve engellenmesi imkansızdır. İnsanlara bu denli hitap eden bir sektörün yok edilmesi ekonomik olarak sıkıntılara da sebep olacaktır. Buna karşın, popüler kültür kötü bir şey değildir efendim, hem de hiç değildir. Kötü olan şey popüler kültürün ne olduğunu bilmeden onu karalamaya çalışmak ya da popülist davranışlarla ondan çıkar elde etmeye çalışmaktır. Nitekim bir örnek vermek gerekirse caz müzik, doğduğu dönemin popüler kültürüdür ve günümüzde hala geçerliliği olan ve bundan yıllar geçtikten sonra da yine özelliğini ve yerini koruyan bir müzik olacaktır ya da bir Beatles zaman zaman adı geçse de asla ölmeyecektir. Başta bahsettiğim ayrımı yapabilmemiz için sorgulamamız gereken nokta budur. “Ya bu ara şu çok tuttu, bu çok moda.” yaklaşımıyla baktığımız her madde, durum ve davranış popüler kültür demek değildir ve olmayacaktır.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu