Eğlenceli Kafalar

Poyraz Karayel’e Dair

Evet arkadaşlar kimimizin dalga konusu yaptığı kimimizinse büyük bir tutkuyla bağlı olduğu Poyraz Karayel. Dizi televizyonda yayınlanmaya başladığı ilk zamanlarda denk geldim birkaç bölümünü izledim ve diziye rastlamadan yaklaşık iki ay önce bir Oğuz Atay kitabı okumuş olmamdan ötürü bu diziye bir anda bağlandım. Durun yazıyı terk etmeyin inanıyorum ki bu yazıdan sonra sizlerde bağlanacaksınız. Peki izledikçe bu diziye daha da bağlanmamın sebebi neydi? Bence farklı bir bakış farklı bir fikir oluşuydu. Şimdi size bu güzel diziden bazı sahneleri paylaşacağım. İnanıyorum ki sizlerde seveceksiniz.

Dedikleri gibi değil mi ama. Hep bu ikilemler, keşkeler mahvetmedi mi aşklarımızı.

Veda etmeye çalışıyorlardı. Ayşegül gitmekte kararlıydı sonrasında her ne kadar babası için gitmekten vazgeçsede gitmemesinde Poyraz’ın payı çok büyüktü.

Bu adamlar neler çektiler be aşk uğruna. Sefer hayatını kaybetti Zülfikar ilk denemesinde kavuşamadı çok yenildi çok kaybetti ama sonunda başardı. Dedikleri gibi bu aşk meşk işleri kıymetli galiba emek istiyor biraz.

Aşkın tanımını yapıyor Bahri Baba. Her ne kadar mafya lideri olsada onun da bir kalbi var. Ve yürekten seviyor. Adam görmüş geçirmiş aşk uğruna saçlarını ağartmış. Eşi, kızı uğruna öldürmediği adam kalmamış aşkın tanımını bu adamdan iyi kimse yapamaz heralde.

Bahri Baba yine aşkı anlatıyor. Umutsuzluğu değil o ufacık umut kırıntısı uğruna çabalamanın mücadele vermenin gerekliliğini vurguluyor ve Sefer bu taktiklerden sonra bekliyor sonunda muradına eriyor ama o da uzun sürmüyor.

Yine aşk yine bir baba oğul. Poyraz oğluna aşkın ne olduğunu anlatıyor tabi Sinan pek anlamasada dinliyor babasını. Öyle gözüktüğüne bakmayın diziye başlasanız bir Sinan Karayel’in kolay yetişmediğini görmüş olursunuz.

Bence de aşklarıyla bir milleti uyandırdılar. Yani en azından beni uyandırdılar.

Şimdi de size İlker Kaleli’nin sesinden dizide söylediği Unutamadım şarkısını sunuyorum.

Nasıl sesi de güzel değil mi ama.

 

Bu söz bir klasik halini aldı. Her bölümde üç beş tane söylemeden edemiyor Poyraz ağabeyimiz. Mümtaz ise Poyraz’ın çok sevdiği(!) amiri.

Bir Poyraz Karayel düşünün ilkokulda matematiği en zayıf dersi olan. Ama adam onca gün ayrı kalınca matematiki yalamış yutmuş. Aşk işte adama feleğini şaşırtıyor böyle.

Kalbiyle sevgilisinin ne kadar uzaklıkta olduğunu ölçebilen adam gibi adam.

Hepimiz yaşamışızdır böyle yanlış alarmları. Uyanınca ya ben ne ara bu saate alarm kurdum falan. Hiç suçlamayalım şimdi Poyraz’ı.

Halk onu seviyor. Halk Poyraz Karayel’i istiyor.

Kavgaları hiç eksik olmadı. Yediler birbirlerini. Biri diri diri mezara girdi. Diğeri başkasıyla evlendi. Ama onların aşkı hiç bitmedi.

Poyraz’ın böyle halleri meşhurdur. Salağa mı yatıyor yoksa gerçekten anlamıyor mu onu biraz anlayamıyorsunuz ama kendisinin bir sözü var hayatta yaşadığım her şeyi ciddiye alsam şimdiye kederden ölmüştüm diye. Bu bazı şeyleri açıklıyor aslında.

Ve son. Mutsuz son. Büyük bir bitiş. Tükeniş. Sadece ölümün ayırabildiği bir aşk. Burada fazla konuşmaya gerek yok zaten final bölümünü izlediğinizde konuşacak hâl kalmıyor.

Benim bahsedeceklerim bu kadar. Yazıya başladığımda zaten ne kadar uğraşırsam ugraşayım tam olarak size yansıtamayacağımı hep bir şeyin eksik kalacağını biliyordum. Bence merak edenler bir iki bölüm izlemelisiniz çünkü izleyince dizi sizi otomatikman içine çekecektir. Mesela diziyi hiç sevmeyen, benim izlememi bile istemeyen anneme rica edip benle iki bölüm izlemesini istemiştim. Sonrasında her çarşamba kendisi beni çagırmaya başlamıştı hatta dizinin finalinde ağlamıştı.

Son olarak Poyraz Karayel sadece bir dizi değil bir yaşam biçimi bir fikirdir ki kitabı çıktı sinema filmi de yolda. Daha uzun süre unutulmaması dileğiyle.

Dipnot: İlker Kaleli- ( Diziden) Sorma Ne Haldeyim

 

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu