Bir Mektubun Var: Kendini Gerçekleştir!
Bir his var. Bilmem anlatsam tanıdık gelir mi? Saçlarınızın, gözlerinizin önüne döküldüğü an, neyle uğraşıyorsanız bıraktırıp dikkatinizi çeken, yüzünüzü gülümseten cinsten. Her şey yolundaymış gibi hissettiren o his… Değilse de buna karşı durabilecekmişsiniz gibi düşündüren. Evet arkadaşlar! Bu yazıdaki konumuz bu hissi daim kılmakla ilgili. İnancınızın daha şimdiden yerle bir olduğunu görür gibiyim. Haksız da sayılmazsınız. Ben de size bunun garantisini vermeyeceğim ama aklınızı karıştırabilirsem bile yetecektir bana. Bu kadar umutsuz olmayalım çünkü bunu başarabilmek mümkün. Her şey senin elinde.
Biliyorum bugüne kadar bu cümleyi çok fazla duydun. Her şey senin elinde! Ama gerçekten de öyle. Yazmanın değerinin olmadığı ve suç sayıldığı bu dönemde bu yazıyı okuyarak benimle birlikte bir suç işliyorsunuz. Şimdi işe en çok kaçındığımız şey ile başlıyoruz: düşünmek. İyi yönden bakacak olursak düşünmek henüz bir suç değil. Öyleyse içimiz rahat bir şekilde devam edelim… İlk sorumuz biraz klasik olacak: Ben kimim? Cevabınız insanım, kızım, erkeğim, öğrenciyim gibi şeyler ise yanlış yoldasınız. Kendinizi tek bir kalıba sokmak size büyük bir haksızlık olacaktır, bunu toplumdaki yerinizin tek bir sorumlulukla sınırlı olmadığını söyleyerek kanıtlayabiliriz. Okulda öğrenci, evde evlat, dışarıda bir birey… Ama asıl sorumuz gerçekten kim olduğunuzla ilgili. Bana göre siz hayalleri olan ve bunu gerçekleştirme ümidiyle yaşayan kişilersiniz. Öyle ise doğru yerdesiniz, çünkü benim gibisiniz. Yolunu kaybetmiş ama bir şekilde bulmaya çalışan… Şimdi başka sorulara cevap arayacağız.
Neredesiniz, neleri başarmak istiyorsunuz ve bu başarmak istediğiniz yerlere nasıl gelebilirsiniz? Cevaplarımızı bulduktan sonra ise yolumuza devam ediyoruz. Bu yolun sonunu görmek biraz uzun sürecek. Çünkü bunlar hazmetmesi, düşünmesi kolay şeyler değil ta ki kararlarınızı verene kadar.
Hatırlatacak olursam hayatta her zaman istedikleriniz olmayacak hatta genelde istediklerinizin çoğu olmayacak. Ama bu pes etmeniz gerektiği anlamına gelmiyor. Tek bir kararınızı sürekli uyguladığınız sürece devamını uygulamak için yılmayacak, güçleneceksiniz. Bu yüzden aldığınız ilk karar mutlu olmak olmalı. Her şeye mutlu ve pozitif başlayın, bu sayede attığınız güçlü adımlar sizi daha da mutlu etmeye yetecektir.
Kapanışı bir şiirle yapmak istiyorum. Şiirimiz Mina Urgan’dan.
İnsanın bir çeşit hüzün duyduğu zamanlar da olur.
Nice güneşler doğacak, göremeyeceksin.
Yaz yağmurları yüzünü okşamayacak,
Karpuz dilimlerini ısıramayacaksın.
Hanımelilerin kokusu
Senin için artmayacak
Karanlık basarken.
Kurumuş bir yapraksın sen,
Toprağa karışacaksın.
Sonra güneş doğar ve ölüm özlemi yaşama arzusuna yenik düşer.
Ölümün mağarasından
Gün ışığına çıktı.
Güneş ne güzelmiş,
Ne güzelmiş kıyıda koşan çocuk
Kayalara martılar gibi konan aşıklar,
Açıklardaki beyaz tekne.
Ne güzelmiş Karacaahmet’te
Adsız bir ölü olmamak.
Ve insan
Vazgeçmekten vazgeçiyor.
Şimdi kendini gerçekleştir. Çünkü sıra sende!
*Kitap Önerisi: Doğan Cüceloğlu – Savaşçı