Haberiniz Olsun

Anne Ben Mezun Oldum!

Temelde 16 yıl olan  öğretim hayatının 12 yılı bitmiş, yerleştirme sonuçlarını kafasına yeteri kadar (!) yerleştirmeye çalışmış ve “Nasıl bitecek?” denen,  bize gelişi 4 gidişi kaç yıl bilinmez olan üniversite hayatı başlamıştır. Belki hayatının tercihi, belki askerliğin kısa sürsün diye gidilen üniversite herkeste farklı izler bırakmıştır. İlk yılın verdiği tecrübesizlik, son yılda kendini çaylaklara ders notu vermeye  ve hocaları anlatmaya bırakmış; balosu, bitirme tezi, kep atması derken üniversite hayatın son bulmuştur.

    Peki ya sonra ?

Bundan sonrası tüm hayatımızı etkileyecek doğru ve yanlış kararların bizi götüreceği yollara çıkıyor. Mezun olan büyük çoğunluk iş aramakla meşgulken kalan azınlık bir kısım yüksek lisansa başvuruyor. Benim anlatacağım kısım: Mezuniyet sonrası eve dönüşte geçirilen alışma evreleri.

İŞTE BU EVRELER :

 

1. Evre: Zafer Sarhoşluğu

Yazın en güzel günlerinin geçirildiği bu evrede taze mezunumuz, zafer sarhoşluğuyla bir yerde tatil yapmaktadır. Geçirilen yorgun senelerin acısı çıkarılmaktadır.

2. Evre: Fazlalık Hissi

1 – 1.5 aylık süre sonunda ilk evre sonlanmış, farklı bir duygu hakim olmuştur: Fazlalık hissi. Büyüdüğün, yıllarca yaşadığın evde kendini misafirmiş gibi hissetme dönemi başlamıştır. Her sene tatillerde gelip ilgiyle karşılandığın yerden gidişin olmadığı, özgürlük yıllarının geride kaldığı o zaman dank etmiştir.

3. Evre: İş Arama

 


Misafirlik ve fazlalık hissi bu sefer kendini zorunlu ait olma hissine bırakır. Eteklerin tutuşmuşçasına bir anda acele ile hareketlenmeye yönlendirir. Bu hareketlenmenin adı : İş aramadır. Okulun bittiği için artık hayata atılmanın gereklilik olduğu düşüncesi balyoz gibi çarparak sersemletir. İş başvuruları, olumsuz geri dönüşler ya da hiç olmayan dönüşler daha da strese sebep olur. “Eee ben boşuna mı okudum?” derken bulursun kendini.

             ŞİMDİ DERİN BİR NEFES ALIN VE SAKİN OLUN !

İsteyerek ya da istemeyerek okuduğunuz okullar yada bölümler sizi bir yere kadar yönlendirmeli ve sadece aracı olmalıdır. Mesleğini yapmak istemek zorunluluk değil, tercih olmalıdır. Aceleyle kara vermeyin. Bundan sonra sistem değil, siz kendinizi  en uygun olduğunuz yere yerleştirmelisiniz. Herkesin farklı ilgileri, yeteneği ya da düşüncesi vardır. Önce buna kara verin: Ben kimim? Ne istiyorum? Bunu “El alem ne der?” diye değil, kendiniz için sorun ve dürüstçe cevaplayın. Yaşınız kaç olursa olsun, bunu cevaplama süreniz ne kadar uzun olursa olsun vazgeçmeyin. İyi bir kariyer sahibi olmayı herkes ister. Peki bu kariyer için kendinizi harcamak mı yoksa kendinizi kazanmak mı sizi daha çok mutlu eder?

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu