Eğlenceli Kafalar

Ölümsüz Aşklar Var Da Ölmeyen Şarkılar Yok Mu?

Şarkıların en güzel yanı; unuttuğunu sandığın bir çok şeyi aslında unutmadığını, sadece hatırlamak üzere zihninin en ücra köşesine attığın anıyı bir anda bir gitar sesiyle ya da o çok sevdiğin şarkıcının sesiyle zihninin tam ortasına yerleştirmesidir. Bu durum belki çoğu insana acı veriyor. Bu anıları hatırlamak istemediklerini düşünüyorlardır belki, öyle olsa bile bu anılar yaşandı ve biz insanlara düşen bu anıları da zihninde, kendine her yönüyle kabul ettirmek, anılarla barışmak.

Anılarının, üzüntülerinin güçlendirdiği insanlardan birisi Cat Stevens ya da şu an ki neslin daha aşina olduğu adıyla Yusuf İslam.

Onun acısı ona milyonlar tarafından sevilme, tanınma ve en çok sevdiği şeyi, şarkı söylemeyi yapma imkanı vermiş. 1970’de çıkardığı iki şarkısı yaralarının söze daha sonra da müziğe dökülmüş halidir. Bu şarkılar artık kültleşmiş,  çoğumuzun aşina olduğu Wild World ve Lady D’Arvanbille’dir.

Cat Stevens’i ilk dinlemem lisede İngilizce öğretmenim sayesinde olmuştu. Şarkıyı ilk duyduğumda farklı kültürlerin şarkılarıyla yeni yeni tanışmaya başlıyordum. Başlangıçta çalan o güzel gitar sesi mükemmel şarkının habercisiydi. Şarkının sözlerini ilk okuduğumda Cat’in çok sevdiği aşkının öldüğünü ve bu şarkının o ölümsüz aşka yazıldığını düşünmüştüm.

My Lady D’Arvanbille, why do you sleep so still?
Lady D’Arvanbille neden bu kadar hareketsiz duruyorsun?
But your heart seems so silent.
Kalbin çok sakin görünüyor.
Why do you breathe so low?
Neden böylesine yavaş nefes alıyorsun?
Your lips feel like winter.
Dudakların sanki kışı andırıyor.
Your skin has turned to white.
Derin beyaza dönmüş.
I love you, my Lady, though in your grave you live.
Seni sevdim kadınım içinde yattığın mezara rağmen.
I will always be with you
Daima seninle olacağım
This rose will never die
Bu Gül hiç solmayacak

Bu sözleri okuyan hemen hemen herkes Cat’in bir sevdiğini kaybettiğini ve ona daima sadık kalacağını bu şarkıyla aşklarını ölümsüzleştirdiğini düşünmüştür. Bu sözler saf bir aşkın kaybedilmesiydi..

Daha sonra internette şarkının gerçek hikayesine rastladım. Cat’in şöhretinin en parlak olduğu dönemde sevdiği kadının ismiydi, D’Arvanbille. Patti D’Arbanville o dönem modellik yapan genç ve güzel bir kadın. Cat, D’Arbanville aşık fakat D’Arbanville bu aşka ihanet ediyor. O dönemin gözde yakışıklılarından, Rolling Stone’un kurucu üyesi Mick Jagger için Cat Stevens’i terk ediyor. Cat Stevens de bu ayrılıkla beraber içindeki aşkı Lady D’Arvanbille’le ölümsüzleştiriyor, D’Arvanbille’in öldürdüğü aşkını onu öyle hatırlamak istediği için İlk hissettiklerini söyleyerek ölümsüzleştiriyor ve belleğinin bir kenarında var olmaya yoluyor. Wild World şarkısına baktığım zaman da şarkıların da Pattie bundan sonraki hayatı için bazı uyarılar ve endişe duyuşlar hakim.

 

Hope you have a lot of nice things to wear.                                                                                                                               Sanıyorsun ki çok hoş elbiselere sahip olucaksın

But then a lot of nice things turns bad out                                                                                                                                            Fakat çoğu şey dışardan kötü döner

Pattie öğüt veriyor, belki de düşündüğü geleceği dile getiriyor. Belki de bir sitemdir bu, hani klasik bir söz vardır ya ‘Benim gibi olmayacak.’ Bu sözün 1970’deki ifade ediliş şeklidir belki de. Cat imgeleri kullanmayı seviyor o dönem çıkardığı çoğu şarkısını da imgesel anlatım var. Bu da şarkılarının tek bir anlamın olmasını engelliyor. Farklı anlamlarda bütünleşiyoruz böylelikle. Şarkıların bütünleştiriciliği bu sanırım en derin yaraları hisseden kişiyi anlayabilme ortak duygu oluşturma.

Yüzün hep gülsün Moonshadow .

 

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu