Kariyer

Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümüne Dair

Merhaba herkese.

Tufan Bektaş

Bu yazımda Bahçeşehir Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü mezunu Tufan Bektaş ile bölüm hakkında sıkça merak edilenleri konuştuk. Şu anda Nordex Enerji’de Servis Teknisyeni pozisyonunda çalışıyor.

Öykü: Neden bu bölümü tercih ettin?

Tufan: Lisede 1.sınıftan 2.sınıfa geçerken bölüm tercihi yapılıyordu. Hukuk okumak istediğim için ,çünkü annem adliyede çalışıyordu, TM seçmeyi düşünüyordum. Okul hocaları ‘’Sende sayısal zeka var, MF seçmelisin’’ dedi. Bunun üzerine ben de sayısal bölüm olan MF tercihi yaptım.

MF bölümüne girdikten sonra üniversitede bölüm olarak Mimarlık tercihi yapmayı düşündüm, piyasa mimar dolu dediler. Peki ne yapmalıyım diye sordum, belli ki herkesin her şey hakkında bir fikri vardı. (Gülüyor)

Babamın arkadaşının vasıtasıyla Enerji Sistemleri Mühendisliği bölümünden haberdar oldum. Geleceği çok parlak bir meslek diyerek altını çizince üstüne düşündük. Bölüm ve meslek üzerine yaptığım araştırmalar sonucu bölüm tercihi yaptım.

Ö: Peki bölümü çok da ideallerin dahilinde yapmamışsın, bölümle ilk tanışmandan sonra işler nasıl gitti?

T: Okul 1+4 yani bir yıl hazırlık dört yıl lisans eğitimi şeklindeydi. Ben hazırlığı yarı dönemde bitirdim İngilizce’de başarılıydım. Fakülteye bir dönem erken başladım. Başladığım dönem, dört ders almıştım dördünden de kaldım. (Gülüyor)

Şapkayı çıkarttım koydum önüme. Okumak istemiyorum ben bu bölümü. Babamla konuştum. Ne okuyacaksın peki dedi. Müzik öğretmenliği okuyacağımı konservatuar istediğimi söyledim. Piyasada herkes müzisyen para kazanamazsın, önümüzdeki dönemi de oku bakalım dedi. Ben de devam ettim. Biraz çabayla çok ufak başarıya tutunup devam ettim. Ufak başarıdan kastım da 1 dersten geçerek 1.60 ortalama yapmak. (Gülüyor) Yapabildiğimi görmek inanç duymama sebep oldu.

Bölümde okumaya devam ettikçe durum ikiye ayrıldı. Ya devam edeceğim ya da bırakacağım. Sonuçta özel okul. Aileme yük olmak istemedim. Devam edeceksem de hakkıyla etmeliyim dedim ve işe koyuldum. Devam ettikçe biraz içine girdikçe de sevmeye başladım.

Üçüncü sınıfın sonunda iki staj zorunluluğu vardı. 20 iş gününden toplam 40 gün. Birini Tokat Niksar’da diğerini Denizli, Aydın Söke, Uşak civarlarında yaptım. Tokat Niksar’da Hidroelektrik Santrali’nde çalıştım. Çok güzel insanlarla çalıştım fakat sektörün bana uygun olmadığına karar verdim. Aydın Söke Bereket Enerji’de yaptığım rüzgar tribünlerinde bir hafta kaldım. O zamana kadar da şekillenmişti rüzgar sektöründe olmak istediğim.

Ö: Bölüm içeriği olarak ne işlendi?

T: Bölüm teknik bir bölüm değil Makine Mühendisliği, Elektrik Mühendisliği, Mekatronik gibi. Daha çok, bilir kişilerin söylediği üzere, Endüstri Mühendisliğinin Enerji Sektöründe evrilmiş hali. Bölümün içeriğinde yok yok ama mezun olunca da ortada hiçbir şey yok. (Gülüyor) Yani, bir konuya vakıf bir şekilde mezun olmuyorsun. Bir sürü konu hakkında çok az fikrin olmuş olarak mezun oluyorsun. Enerji Politikaları ve Stratejileri, Güç İletim Dağıtım Sistemleri, Elektro Mekanik Enerji Dönüşümleri gibi derslerden Termodinamik, Isı Kütle Transferi gibi yalıtım ile alakalı derslere kadar geniş bi skalaydı. Her ders birbirinin tekrarıydı aslında. Derslerin üç haftası genel enerji kaynakları ve yenilenebilir enerji kaynakları konusu konuşuluyordu.

Ö: Bölümün avantajları ve dezavantajları nelerdir?

T: Avantajı, mühendissin. Ama artık bu da bir avantaj değil. Herkes mühendis. Yaptığın işe, bulunduğun sektöre göre diploman daha büyük paraya pay sahibi olmana yarıyor. Üniversite kültürüne sahip oluyorsun ama hiç kız yok. (Gülüyor)

Dezavantajı, yeni bir bölüm Türkiye’de. Dolayısıyla halen dinamikleri oturmamış. Mezun olduğunda bunun sancılarını çekiyorsun.

Ö: Bölümü tercih etmeyi düşünenlere tavsiyen ya da uyarın nedir?

T: Bölüme ilk girdiğimde konuşulan imza yetkimizin olmadığıydı. Bu konuyu odalarla çözmeye çalışıyoruz diyorlardı. Biz oda nedir onu bile bilmiyorduk. Mezun olunca anladım ben konuyu. İmza yetkisi olmazsa olmaz bir şeymiş. Elektrik Mühendisleri Odası tarafından veriliyor. EMO da diyor ki; Yüksek gerilimde çalışabilmek için bir belgeye ihtiyacı vardır mühendis kişinin, bu belgeyi alabilmesi için de listelenen derslerden en az üç tanesini öğrenim hayatı boyunca almış olması gerekir. Ben öğrenim hayatım boyunca bu derslerden dört tanesini zorunlu olarak aldım, okul bunu ön gördüğü için. Fakat diyor ki, bu derslerle beraber EMO’ya kayıtlı olması gerekir. Bizim bölüm Makine Mühendisleri Odası’na kayıtlı, istesek de EMO’ya kayıtlı olamıyoruz. Dolayısıyla bu konuda hakkımız gasp ediliyor. Tavsiyem, bölümü tercih etmek isteyenler bu iş çözülmeden başlamamalarıdır.

Ö: Bölümden mezun olduktan sonra iş alanı ve çalışma şartları nelerdir?

T: Mezun olduktan sonra bir ay boyunca Kariyer.net’ten CV yolladım her yere. Bir ayda da cevap gelmedi tabi. Herkes mezun olduktan bir yıl sonra iş bulunca oh erken bulduk diyor fakat ben büyük yıkıntı yaşadım. Sonra bahtım açıldı. İki ay sonra büyük üç şirketten görüşme talebi aldım. Görüşmeler sağladım. Nordex’in Servis Teknisyenliği pozisyonu teklifini kabul ettim. Çalışma şartlarım ağır ve yoğun. 08.30 – 17.30 çalışma saatlerim. Hafta sonu da yarım gün nöbet tutuyoruz. Tribün tepesindesin, ağır bir koşuldasın. Ama tribünün tepesinden manzaraya şöyle bir baktığında gerçekten keyif aldığını hissedebiliyorsun. Ekip arkadaşların iyi. Şirketin sağladığı imkanlar iyi. Bunlar şuan yaşadığım hayatı iyi şekilde idame ettirmemi sağlıyor.

Ö: Bölümün zorlukları (hem mezun olduktan sonra hem de okurken) nelerdir?

T: Okurken, okuldaki bazı hocalar soruları veriyordu. Bu genel kitleyi çok mutlu etse de içinde benim de olduğum azınlığı rahatsız ediyordu. Bir şey öğrenmiyorum hissi kötü olan. Genel itibariyle hocaların tavrı mezun etmek üzerine oluyor. Umursamayan hoca çok, ulaşamadığın hoca çok. Unutmamak gerekiyor ki vakıf üniversitesi sonuçta. Öğrencilerine eğitim vermek için yanıp tutuşan kurum çok az. Para bazlı olması durumunu akılda tutmak gerekiyor ki beklentiler ona göre olsun.

Ö: Peki bu söylediğine istinaden vakıf  ile devlet okulunu kıyaslayacak olursan fikrin nedir?

T: Devlet üniversitesi daha da kötü. (Gülüyor)

Ö: Ulaşılabilirlik ve imkan olarak özel üniversitenin daha iyi olduğu mantığına katılıyorsun o zaman?

T: Aslında hayır. Stajımı da işimi de kendim arayıp buldum. Okulu çok zorlamadım bu konuda belki zorlasaydım imkan yaratabilirdim. Benimle aynı dönem okuyan, hem de İTÜ’de, okuyan arkadaşlarım bilgisayar laboratuvarında üç kişiye bir bilgisayar düştüğünü söylüyor. Vakıf da ise bir kişiye iki üç bilgisayar düşüyor. Olanakları daha fazla tabi. Maddi olarak bi baskının altında eziliyorsun ama aynı zamanda sahip olduğun olanaklar için müteşekkir olmalısın. Garip bir ikilem.

Ö: Bitirme Projesi için neler yaptınız, süreç nasıldı?

T: Bitirme projesinde bölüm başkanımız Gürkan Soykan ,sağlam bir hocadır, ile hareket ettik. Dört kişiydik öğrenciler olarak iki de hocayla altı kişilik bir ekiptik. Çok yordular ama iyi iş çıkartmamıza nedendirler. Bitirme projesinde son durum ise bu tarihlerde son kontrolleri yapılıyor, bir ay kadar sonra akademik bir dergide yayınlanmasını bekliyoruz.

Ö: Şimdi tercih yapacak olsaydın; bu bölümü yine tercih eder miydin?

T: Bölümü tercih etmezdim. Daha önce de dediğim gibi oturmuş bir bölüm değil. Mezun oluyorsun, okurken yaşanan kaos eline iş bulamama olarak dönüşüp geliyor. Bu kaosun acilen revize edilmesi gerekiyor. İşimden çok memnunum, daha efektif çalışabilmek adına Elektrik Mühendisliği Makine Mühendisliği’ni tercih ederdim.

Röportaj için Tufan Bektaş‘a teşekkür ederim.
Sorularınız için mail adresi: rbektas@nordex-online.com

Öykü Temel

İstanbul Kültür Üniversitesi Sanat Yöneticisi Yazar

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu