Eğlenceli Kafalar

9 Maddede Mahalle Maçları

Herkese merhaba,

Ben Hakan. Her Türk genci gibi ben de az çok futbolla ilgileniyorum. Bu yazımda size biraz nostalji  yaşatmak eskileri hatırlatmak istedim. Bakın bakalım becerebilmiş miyim?

  • 1) Takımları Nasıl Kurarız, Adamları Nasıl Seçeriz?

Aldım verdim ile tabi bu da soru mu? Mahallenin en iyi oynayan iki çocuğu biri Messi biri Ronaldo edası takınıp başlarlar aldım verdime. Sırayla iyi çocuklar kapılır hatta kaleci varsa ki cidden bulunmaz Hint kumaşıdır ilk onu alırsın takıma. Bu işin en hüzünlü kısmıysa sona kalan adamlardır kimisi böyle melül melül bakar suratına kimisi sinir küpüne dönmüştür. Öyle bir şekilde halledilir bu evre açıkçası benim için en sıkıcı evredir çünkü ne başta ne sonda olurum gerçi birkaç kez sonda oldum ama nasıl bir cevher olduğumdan haberleri yoktu daha o zaman.

                                                      

  • 2) Takımlar tamam şimdi sıra geldi top mu kale mi?

Neymiş öyle bir yüzünde kale diğer yüzünde top olan şekil şukul para atma falan. Alırsın elli kuruşu biz tura diyoruz dersin atarsın havaya, burada kaybedelim  ama atamızın silueti yere gelmesin!                                                                                                                                                                                                                                                                                                               

  • 3) Taktik maktik yok

Şimdi kaptan size mahalle maçlarının en gerekli şeyi olan motivasyonu verecek. Kabul edelim gazla çalışan bir halkız. Ve bunu çok iyi bilen kaptanınız hadi koçum, helal sana, yapacağız, süperiz, işte biz buyuz tarzı evlerde uyuyan ailelerin minik üyelerini uyandıran değil de böyle hafif bir iç çekerler ya tam uyanıp ağlayacak sanırsın ama kafayı diğer tarafa çevirip devam eder uykuya, hah işte tam o seviyedeki bir ses tonuyla size seslenir. Bu ses sizi ve bütün takımı şampiyonlar ligi finaline çıkıyormuşcasına havalandırır, balkonlardaki halkı selamlarsınız, gözleriniz onu arar göremezsiniz yakınlardaysa diye o gaz veren cümleleri siz bağırmaya başlarsınız duysun sesimi gelsin izlesin beni diye ama o ses az önceki bebekleri uyandırmaktan başka bir işe yaramaz.

                             

  • 4) Futbolun katili oynanan topun sahipleri!!!

Sanki bu tezahürat daha güzel oldu gibi ne dersiniz. Sanırım siz de hemfikirsiniz benimle.

Hemen hemen hepimizin futbol topu olmuştur ve alıp onu gururlu bir şekilde aşağı yukarı başına gelecekleri göze alıp ( çivi batıp patlaması, araba altında ezilmesi, Ayşe teyzenin evinin camının kırılması sonucu topun canına kıyması, topun özgürlüğünü görüp dereye atlaması vb. ) sokağa indirmişizdir. E sonra parantez içindekilerden biri başına gelmiştir bizde bir iki gün üzülmüşüzdür ama sonra yolumuza devam ederiz çokta kafaya takmayız yani.

Ama kimileri vardır ki illallah ettirir canından bezdirir adamı. Bazen mahallede top olmaz muhtaç kalırsınız bazen de sırf o orijinal marka topunu getirsin diye çağırırsınız onu yoksa futbol oynayabildiğinden falan değil ayağımız arada kaliteli top görsün diye yani. Ama bu tipler ona muhtaç olduğunuzu görünce başlar kaptan gibi davranmaya hadi o da tamam bir de şartları başlar. Kaleye geçmem, penaltıları faulleri ben kullanırım, top kaçarsa ben almam, takımları ben kurarım, topum patlarsa ödersiniz vs. anlayacağınız oyun onun eline teslim edilir başka çare de yoktur çünkü o kadar çocuk toplanmışsınız dağılmak olmaz her şart kabul edilir. İçinizden biraz söylenirsiniz tabi orası başka.

  • 5) Kurallar

Eğer topun sahibi olan çocuk gayet arkadaş canlısı bir insansa bu kurallar geçerli yoksa üstteki gibi.

  • 3 korner 1 penaltı ( penaltıyı kaptan gol yapar, yapmalı. )
  • Kaleci yoksa önce en şişko geçer, o maçın yarısını geçirdikten sonra kalanlar sırayla geçerler.
  • Pis burun vurmak yok.
  • Penaltı ve serbest vuruşları düşürülen kullanır.
  • Penaltılarda kaleci değiştirilmez, değiştirilirse iki tane penaltı kullanılır. İlki gol olursa ikincisi kullanılmaz.
  • Akşam ezanı okununca maç biter, skor ne olursa olsun ezan bitmeden son golü atan kazanır.
  • Topun sahibi ezandan önce gidecek olursa maçtan sonra top onun balkonuna atılır bu uğraş baya zevklidir hoş görüntüler ortaya çıkar.
  • Vücuduna top gelen arkadaş lavaboya gönderilir.
  • Kız arkadaşlarınız izliyorsa bencil oynanır, top kaptırılana kadar çalım atılır.
  • Kaleden kaleye gol olmaz.

  • 6) Islık santra ve maç başladı

Herkes başına buyruk oynar bir topun etrafına on kişi birikir oradan çıkabilen çocuğa helal olsun o çocuğun kolundan tutun götürün bir kulübe sokakta heba olmasın yavrucak. Maça gelirsek tam bir kaos ortamı hani mağazalarda indirim olunca birbirini ezer ya millet aynı o hesap ama çok sürmez bu, o süreçte ya biri sakatlanır ya top bir yere kaçar su molası verilir sonrasında oyun daha insancıl bir şekilde paslı ve organize ataklarla devam eder ta ki onlar gelene kadar.

  • 7) Onlar mahallenin ağabeyleri

Tam maça ısınmışsınızdır ama o sırada sokaktan geçmekte olan mahallenin işsiz üç beş ağabeyi katılır aranıza hatta kendi arkadaşlarını çağırıp topun sahibini ve birkaç kişi daha alıp yeni bir maç bile kurarlar ama çok da uzun sürmez heveslerini alınca giderler.

  • 8) Maçın en haz veren anı

Herkese göre değişebilir bu an ama bence atan kazanır golünü atmak. Top kontrolünüz, kaleciyle göz göze gelişiniz, atacağınız köşeye bakışınız, şutu yollayışınız ve sonrasında ki gol sevinciniz hepsinin tadı ayrı güzeldir.

  • 9) En güzel gol

Ali Ece’ye selam olsun. En güzel gol boş kaleye atılan goldür arkadaş. Öyle bir rahatlık, öyle bir sakinlik, öyle bir başıboşluk hafifçe topu kaleye yuvarlayışınız falan ne siz yorulursunuz ne rakip yorulur, rahattır yani.

                                                 

Şimdi nerede o mahalle maçları değil mi? Maçı bırak dışarıda oynayan çocuk bile yok. Nice İlhanlar, Ardalar, Emreler en keyifli yaşlarını bilgisayar başında heba ediyorlar. Gerçi onlar da haklılar adım attıkları her yer araba azar işitmekte istemiyorlar haliyle evde rahat rahat takılıyorlar. Gelin evlerimizin altındaki garajları kullanalım, yeni yapılan evlerin altına garaj isteyelim sokakları çocuklara bırakalım, alt yapı falan hikaye asıl topçu sokaktan çıkar.

Elimden geldiğince sizi geçmişe götürmeye o güzel günleri hafızanızda canlandırmaya çalıştım. İllaki atladığım unuttuğum şeyler olmuştur ama biraz olsun eski anılarınızı canlandırıp yüzünüzü gülümsetebildiysem ne mutlu bana.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu