Çoğu üniversitede ders seçimleri 5 Eylül’den itibaren başlıyor. Üniversiteye büyük hayallerle gelmiş binlerce genç, bugün yine amansız bir yarış içinde. Ne yarışı mı? En kolay, en iyi dersi, hocayı seçme yarışı.
Türkiye’de her yıl bir yenisi eklenen üniversiteler, fakülteler, bölümlerin binlerce öğrencisi binlerce sorunla boğuşuyor.
Üniversitede kaliteli eğitim bekleyen öğrenci beklediğini bulmazken nereyse çaycılar profesör sıfatıyla yokluktan derslere sokulacak. Açılan bölümlerde akademik kadro yetersizlikleri hat safhada olmasına rağmen ne hikmetse üç beş hoca yeter diyen okullarımız var.
Bir de böylesi var tabi. 
Programlarda onlarca seçmeli, afilli dersleri gösterip sonra elletmeyen, size seçin diye tek seçenek çıkartan bölümler sizleri yine en gıcık hocalara mecbur bırakacaklar.
Yeni açılan bölümler öğrencilerle doldurulmuşken öğrencilere kullanacakları ders materyalleri almayı unutmuş olacaklar ki hala kullanacakları malzemeleri öğrenciler ceplerinden ödemek zorunda kalacak.
Üniversite hocalarının yüz yıllık defterleriyle her yıl aynı kelimeleri atlamadan söylemeleri dersi alttan alacaklara büyük kolaylık sağlamaktalar. Hadi yine iyisiniz, alttan alırsanız her sene aynı. Ezberle geç!
Yine kırtasiyelerle, yayınevleriyle anlaşan; arabasını, evini değiştirmeye çalışan hocalar siz daha kalın ve pahalı kitaplar alın diye çok uğraşacaklar, üzülüyoruz.
Kış soğuklarında zahmet edip okula gelmeyin diye yaz okulu açan, sınıf dolsun diye tüm sınıfı dersinden bırakan hocaları da unutmamak gerekir.
Heh işte tam da böyle olun diye yapıyorlar.
Sözün kısası genç arkadaşlarım üniversiteye hoş geldiniz…
Not: Türkiye’de derleme sorunlardır. Kişi veya kurum hedef gösterilmemiştir.
