İstemeden, karşısındakine dokunacak ya da kötü bir sonuç doğuracak söz söylemek anlamındaki bu deyim bakalım aslında nereden geliyor?
İstanbul Kadıköy’de, bugün Erenköy dediğimiz mahallede çok zengin bir adam yaşıyormuş.
Bu adamın yaklaşık 10 dönümlük arazisi içinde kocaman bir köşkü varmış. Bir gün bu arazinin yanına bir ev daha yapmak isteyen adam, o dönemde evler ahşap olduğu için civarda ne kadar tomruk varsa getirtmiş. Bunlar içinde bir çok ağaç türü varmış tabi; kestane, gürgen, çam, ceviz…
Köşkün sahibi bahçıvana: “Bahçedeki ağaçlar arasında çamları biçtir” demiş.
Bizim zavallı bahçıvan tomrukları anlamamış tabi… Bahçede ne kadar çam ağacı varsa kesmiş. Bunun üstüne bahçıvan “çam deviren bahçıvan” olarak anılır olmuş
