Günün hakkını verdiniz mi yoksa üzülmeye devam mı ettiniz?
“Başlarım gününe” mi dediniz yoksa? İnanın güne başlamak için hiç iyi bir cümle değil. Sakince durup bir düşünün. Derin bir nefes alın. İşte aldığınız bu nefes hayatınızdaki en önemli mutluluk sebebidir bunu unutmayın.
Hoş, ben de sabahın erken saatlerinde kalkıp günü kutlamadım. Burada mutluluğu, diğer bir deyişle mutluluğun ne olduğunu, nerede olduğunu, nerede olmadığını konuşuyoruz.
Mutluluk Velinimet
Mutluluk; daldaki çiçek, yerine göre sıcak günde soğuk içecek, yerine göre soğuk günde sıcacık sarılmadır. Kimine göre bir mesaj, kimine göre masajdır :)
Kimisi bir küçük iltifatla, kimisi kitap kokusuyla, kimisi bebek kahkahasıyla, kimisi kahvaltıyla mutlu olur. Örnekler çoğalmaya aşırı müsaittir.
“Bunlar zaten bilindik şeyler.”
“Zaten iş güç boyumuzu aştı ne diyorsun sen of!”
“Sanki her şey dört dörtlük de çiçek böcek eksik!”
Ve nice düşünmeden söylenen sözler var, biliyorum.
Zaten sana “kalk, aman oturmaya mı geldik” de demiyorum. Mutluluğa gidiş için, belki unuttuğumuz, belki unutmamıza ramak kalmış basit ama etkili duyguları hatırlatmalı birbirimize, diyorum.
“Nasılsın?” sorusunun kalpteki önemini, “Günaydın, kendine iyi bak, kolay gelsin” gibi gerçek cümlelerin güzelliğini, yaşam sona ermeden pekiştirmeli diyorum.
Aslında daimi mutluluk, iki dudağının arasından çıkan samimi, naif sözcüklere, severek harcadığın zamana, isteyerek yaptığın bir işe, sabırla kurduğun tatlı hayallerine bağlı. Bu kadar.
Şimdi istersen kalk oyna. Ben karışmam :)
Neyle, nasıl mutluysan onu sen bilirsin. Hayatı kendine zehretme, ettirme. Sonrası kısır döngü, işin içinden çıkamazsın. Güzel düşün, güzel olsun :)
